
İç Sesin Yankısı: Kendine Ne Dediğini Duyuyor Musun?
Her sabah aynaya bakarken içimizden geçen o ses… Kimi zaman cesaret veren, kimi zaman yargılar gibi. Peki hiç düşündünüz mü, içinizden kendinize nasıl konuşuyorsunuz?
İnsan zihni konuşur. Hatta susmadığı zamanlar bile vardır. İşte bu iç konuşmalar — psikolojide self-talk dediğimiz şey — sadece zihnimizi değil, duygularımızı, kararlarımızı ve hatta bedenimizi etkiler. “Bunu yapamam” dediğimiz an, belki de gerçekten yapamaz hale gelmemizin başlangıcıdır. Ama “Hadi, bir dene” dediğimizde? Beyin, o cümleye göre kimyasını değiştirir.
Çoğumuzun iç sesi, çocuklukta şekillenir. Ailemiz, öğretmenlerimiz, sosyal çevremiz… Hepsi birer yankı bırakır zihnimizde. Eleştirel bir ebeveynin sesi, büyüdüğümüzde bizim sesimize dönüşebilir. “Yeterince iyi değilsin”, “Başaramazsın” diyen bir iç sesin sahibi olmak, sadece mutsuz değil, aynı zamanda hareketsiz de yapar insanı.
Peki bu ses değiştirilebilir mi? Evet. İç ses sabit değil, öğrenilmiş bir yapıdır. Ve öğrenilmiş her şey, yeniden öğrenilebilir. (Bilişsel Davranışçı Terapi gibi yaklaşımlar, bu konuda oldukça etkili.) Önce iç sesi fark etmekle başlar süreç. Çünkü duyulmayan ses, değiştirilemez. Gün içinde kendinize ne sıklıkla “Ben beceriksizim” dediğinizi fark ettiğinizde, o yankının size ait olmadığını da görebilirsiniz.
İç sesin tonunu değiştirmek, kişinin kendisiyle ilişkisini dönüştürür. Araştırmalar, içsel şefkat geliştiren kişilerin stres seviyelerinin düştüğünü, öz motivasyonlarının arttığını gösteriyor. Birine nasıl konuşuyorsan, kendine de öyle konuş… Bu, klişe değil; nörobilimsel bir gerçek.
Belki de hayat, kendimizle kurduğumuz bu diyalogla şekilleniyor. Kimi zaman sarsak da, en uzun yolculuğumuz kendi içimizden geçiyor. Ve o yolda tek başımıza değiliz — zihnimiz bizimle konuşuyor. Ne dediğine dikkat et. Çünkü bazen bir hayat, sadece bir cümlenin değişmesiyle yeniden başlar.
KAYNAK: https://sariyergazetesi.com/yasam/ic-sesin-yankisi-kendine-ne-dedigini-duyuyor-musun/